Uyuşturucu kullanma suçunda ceza alır mıyım? 2025 yılı itibarıyla TCK 191 kapsamında uyuşturucu madde kullanma, bulundurma ve satın alma suçlarına ilişkin güncel cezaları, denetimli serbestlik ve HAGB uygulamalarını bu makalede bulabilirsiniz.
Yazı İçeriği
ToggleTCK 191 Nedir? Uyuşturucu Kullanma Suçunun Tanımı
Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi, “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” fiillerini suç olarak düzenler. Ancak kanun koyucu, bu maddeyle cezalandırmaktan çok, bireyi tedaviye ve topluma kazandırmaya odaklanmıştır.
Maddeye göre;
Bir kişi, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak için satın alır, kabul eder veya bulundurursa, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ancak uygulamada bu ceza doğrudan infaz edilmez; genellikle denetimli serbestlik veya tedaviye yönlendirme gibi yaptırımlar öne çıkar.
Bu yönüyle TCK 191, klasik cezalandırma anlayışından ziyade, rehabilitasyon temelli bir yaklaşıma sahiptir.
Uyuşturucu Kullanmak Suç Mu? TCK 191’in Amacı ve Hukuki Dayanağı
Toplumda sıkça karıştırılan bir konu vardır:
“Sadece kullandım, satmadım. Bu durumda suçlu sayılır mıyım?”
Evet, uyuşturucu madde kullanmak da başlı başına suçtur.
Ancak burada suçun amacı, topluma zarar vermekten ziyade, bireyin kendisine zarar vermesidir. Bu nedenle yasa koyucu, ceza yerine tedavi imkânı tanımıştır.
TCK 191’in temel amacı, bağımlı bireyleri cezalandırmak değil, tedavi etmek ve yeniden topluma kazandırmaktır.
Yani kanun, “rehabilitasyon” esaslı bir bakış açısına sahiptir.
TCK 191’e Göre Suçun Unsurları
Bu suçun oluşabilmesi için üç temel unsurun bir araya gelmesi gerekir:
- Fiil Unsuru: Uyuşturucu maddeyi kullanmak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak.
- Fail Unsuru: Bu fiili işleyen kişi, yani uyuşturucu maddeyi kullanan veya temin eden birey.
- Maddi Unsur: Kullanılan maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliğinde olması.
Yargıtay kararlarında, kişisel kullanım miktarının sınırları dikkatle incelenir. Eğer madde miktarı kullanım sınırını aşarsa, bu durumda “uyuşturucu ticareti” suçundan yargılanmak mümkündür.
Kullanmak İçin Uyuşturucu Bulundurmak Suçu
TCK 191’in en çok karşılaşılan uygulaması, “kullanmak için uyuşturucu bulundurmak” suçudur.
Yani kişi, maddeyi satmak için değil, sadece kendi kullanımı amacıyla bulunduruyorsa, 191. madde kapsamında değerlendirilir.
Bu durumda mahkemeler genellikle şu adımları izler:
- Failin geçmişine bakılır (ilk suç mu, bağımlı mı?).
- Ele geçirilen madde miktarı incelenir.
- Gerekirse uzman raporları alınır (bağımlılık testi, adli tıp raporu).
Sonuç olarak kişi çoğu zaman denetimli serbestlik veya tedavi kararı ile cezadan kurtulabilir.
Uyuşturucu Satın Almak veya Kabul Etmek Suçu (TCK 191/1)
TCK 191’in birinci fıkrası, sadece uyuşturucu kullanmayı değil, aynı zamanda kullanmak amacıyla uyuşturucu maddeyi satın almak veya kabul etmeyi de suç olarak düzenlemiştir.
Bu nedenle, bir kişi uyuşturucu maddeyi henüz kullanmadan bile cezai sorumluluk altına girebilir.
Hukuki Tanım ve Unsurlar
Kanuna göre, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Buradaki amaç, uyuşturucu maddeye yönelimi erken aşamada engellemektir.
Yani kişi, “Ben henüz kullanmadım” dese bile, satın alma veya kabul etme eylemi tamamlanmış sayılır ve suç oluşur.
Bu madde, kamu sağlığını korumaya yönelik önleyici bir hüküm olarak düzenlenmiştir.
Yargıtay uygulamalarında da, uyuşturucu maddeyi “arkadaşından almak”, “satın almak üzere anlaşmak” veya “ücretsiz kabul etmek” fiilleri, suçu oluşturmak için yeterli görülmektedir.
Satın Alma Eyleminin Tespiti
Uyuşturucu satın alma suçu, genellikle emniyet operasyonları veya teknik takip sonucunda tespit edilir.
Kişinin doğrudan suçüstü yakalanması gerekmez;
Telefon görüşmeleri,
Mesajlaşma kayıtları,
Kamera görüntüleri,
Üçüncü şahıs beyanları
da bu suçun delili olabilir.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, **“satın alma iradesinin oluşması”**nı suçun oluşması için yeterli görmüştür.
Yani uyuşturucu parası ödenmese veya madde ele geçmese dahi, niyet ve anlaşma varsa suç oluşabilir.
Kabul Etmek Ne Anlama Gelir?
Kanundaki “kabul etmek” kavramı, başkasından gönüllü şekilde uyuşturucu almak anlamına gelir.
Bu durumda kişi maddeyi satın almamış olsa da, bilinçli olarak kabul ettiği için suçun faili olur.
Örneğin:
Bir arkadaşın “al, kullanırsın” diyerek madde vermesi,
Kişinin “tamam” diyerek bunu alması,
suçun oluşması için yeterlidir.
Ancak burada önemli bir ayrım vardır:
Eğer kişi, uyuşturucu maddeyi başkası için emaneten tutuyorsa, yani kullanma niyeti yoksa, suçun unsurları oluşmaz.
Bu tür durumlarda savunma stratejisi dikkatle yürütülmelidir.
Satın Almak veya Kabul Etmek Suçunda Cezalar
TCK 191 kapsamında uyuşturucu satın almak veya kabul etmek, tıpkı “kullanmak” fiili gibi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ancak mahkemeler bu durumda da denetimli serbestlik veya tedaviye yönlendirme uygulayabilir.
Eğer kişi:
Uyuşturucu maddeyi kişisel kullanım amacıyla almışsa,
Daha önce sabıkası yoksa,
Pişmanlık göstermişse,
mahkeme genellikle HAGB veya ceza verilmesine yer olmadığı kararını uygular.
Bu yönüyle TCK 191/1, cezadan ziyade önleyici bir koruma mekanizması olarak işlev görür.
Sonuç: Henüz Kullanmasanız da Suç Oluşabilir
Birçok kişi, “Maddeyi aldım ama kullanmadım” diyerek suçun oluşmadığını zanneder.
Oysa TCK 191’e göre satın almak veya kabul etmek eylemi tek başına suçtur ve hapis cezası öngörülmüştür.
Ancak bu tür durumlarda, özellikle ilk kez işleyen kişiler, denetimli serbestlik ve tedavi hakkından yararlanabilir.
Bu nedenle, böyle bir durumla karşılaşan kişilerin profesyonel bir ceza avukatından hukuki destek alması büyük önem taşır.
TCK 191’e Göre Güncel Cezalar (2025)
2025 yılı itibarıyla TCK 191 kapsamında temel ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Ancak uygulamada mahkemeler, doğrudan hapis cezası vermek yerine şu seçenekleri kullanır:
- Tedaviye yönlendirme,
- Denetimli serbestlik,
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB),
- Erteleme.
Bu uygulamaların amacı, failin topluma yeniden kazandırılmasıdır.
Denetimli Serbestlik ve Tedavi Süreci
TCK 191’in en önemli yönlerinden biri, kişiyi cezalandırmak yerine rehabilite etmeyi amaçlamasıdır.
Mahkemeler, özellikle ilk defa uyuşturucu kullanan kişiler için genellikle denetimli serbestlik ve tedavi kararı verir.
Denetimli Serbestlik Nedir?
Denetimli serbestlik, failin cezaevine girmeden toplum içinde belirli kurallara uyarak cezayı infaz etmesidir.
Bu kapsamda kişi genellikle:
- Belirli aralıklarla uyuşturucu testine tabi tutulur,
- Psikolojik danışmanlık veya rehabilitasyon programlarına katılır,
- Gözetim memuru tarafından düzenli olarak kontrol edilir.
Bu süre genellikle 1 yıl olarak belirlenir.
Eğer kişi yükümlülüklerine uyarsa, ceza ortadan kalkar. Ancak ihlal edilirse dosya yeniden açılır ve hapis cezası gündeme gelir.
Cezanın Ertelenmesi veya Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
TCK 191’de öngörülen bir diğer seçenek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulamasıdır.
Bu durumda mahkeme, kişinin suç işlediğine kanaat getirse de, cezayı hemen açıklamaz.
Bunun yerine fail, 5 yıl boyunca suç işlemezse ceza tamamen ortadan kalkar.
HAGB Kararının Şartları:
- Kişinin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması,
- Suçun ağır nitelikte olmaması,
- Kişinin pişmanlık göstermesi.
HAGB, uyuşturucu kullanma suçlarında oldukça sık uygulanan bir yöntemdir.
Bu sayede kişi sabıkasız kalır ve yeniden topluma kazandırılır.
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Sabıka Kaydı Silinir mi?
Uyuşturucu kullanma suçu işleyen kişilerin en çok merak ettiği konulardan biri de sabıka kaydı meselesidir.
TCK 191 kapsamındaki suçlarda, kişi cezasını tamamladıktan sonra belirli bir süre içinde adli sicil kaydı silinebilir.
Sabıka Kaydı Ne Zaman Silinir?
- HAGB kararı varsa: 5 yıllık denetim süresi sonunda, suç işlenmezse otomatik olarak silinir.
- Ceza infaz edilmişse: Ceza tamamlandıktan 5 yıl sonra, kişi adli sicil arşiv kaydının silinmesi için başvurabilir.
Bu işlem, Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü üzerinden yapılır.
Suçun Tekrarı Halinde Ne Olur?
TCK 191, tekerrür eden yani tekrar eden suçlar için daha ağır sonuçlar öngörür.
Eğer kişi denetimli serbestlik veya tedavi sürecinden sonra yeniden uyuşturucu kullanırsa, artık tedavi yerine doğrudan hapis cezası uygulanabilir.
Yargıtay kararlarına göre, ikinci kez yakalanan failin:
- HAGB hakkı ortadan kalkar,
- Erteleme veya denetimli serbestlik yerine doğrudan infaz süreci başlatılır.
Bu nedenle mahkemeler, tekrar eden eylemleri caydırmak amacıyla cezayı artırabilir.
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Polis ve Savcılık Süreci
Uyuşturucu kullanımıyla yakalanan bir kişi için süreç genellikle şu şekilde işler:
- Gözaltı:
Kişi, olay yerinde yakalanır ve ifade vermek üzere karakola götürülür. - İfade Alma:
Şüpheliye avukat hakkı hatırlatılır. Kişi, isterse kendi avukatını çağırabilir. - Numune ve Laboratuvar Süreci:
Şüpheliden alınan idrar veya kan örnekleri, uyuşturucu testi için laboratuvara gönderilir. - Savcılık Soruşturması:
Savcı, test sonucuna göre kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir ya da kamu davası açabilir.
İlk kez yakalanan kişilerde, kovuşturmaya yer yok kararı oldukça yaygındır.
Bu durumda kişi tedaviye yönlendirilir ve dosya kapatılır.
İfade Sırasında Haklarınız Nelerdir?
Uyuşturucu kullanma suçuyla suçlanan kişilerin bilmesi gereken bazı temel haklar vardır:
- Susma hakkı: Kişi, kendisini suçlayacak sorulara cevap vermek zorunda değildir.
- Avukat isteme hakkı: Sorgu sürecinde ücretsiz avukat talep edilebilir.
- Adil yargılanma hakkı: Mahkeme, kişinin lehine olan tüm delilleri de dikkate almak zorundadır.
Bu hakların bilinmesi, kişinin kendini doğru şekilde savunmasını sağlar.
Savcılığın Dosyayı Kapatma (Kovuşturmaya Yer Yok) Kararı
TCK 191’in uygulama alanı oldukça geniştir.
Eğer kişi ilk kez uyuşturucu kullanmışsa ve kullanım miktarı azsa, savcı kovuşturmaya yer olmadığına (KYOK) karar verebilir.
Bu durumda kişi, belirli bir süre tedaviye yönlendirilir ve dosya kapatılır.
Ancak bu sürede yeniden suç işlenirse, dava yeniden açılır.
Tedavi ve Denetimli Serbestlik Süreci Nasıl İşler?
Tedavi süreci genellikle AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) üzerinden yürütülür.
Kişi, mahkeme kararıyla bu merkezlerde düzenli kontrole tabi tutulur.
Denetimli serbestlikte ise kişi:
- Belirli periyotlarla test verir,
- Danışmanlık seanslarına katılır,
- Herhangi bir şekilde uyuşturucu madde kullanmadığını kanıtlamak zorundadır.
Tedavi süresi sonunda olumlu sonuç alınırsa, kişi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilebilir.
Denetimli Serbestlikte Uyuşturucu Testi ve Raporlama
Denetimli serbestlik, uyuşturucu kullanma suçunda hapis cezasının ertelenmesi yerine uygulanan bir alternatif infaz modelidir. Bu modelin en önemli ayağı, kişinin uyuşturucu kullanmadığını düzenli şekilde testlerle kanıtlamasıdır.
Test Süreci Nasıl İşler?
Uyuşturucu kullanma suçu nedeniyle denetimli serbestlik altına alınan kişi, belirli aralıklarla (genellikle ayda bir) idrar testi vermekle yükümlüdür.
Bu testler, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından planlanır ve çoğu zaman önceden bildirilmez — yani kişi sürpriz testlere çağrılabilir.
Bu uygulamanın amacı, kişinin gerçekten madde kullanımını bırakıp bırakmadığını tespit etmektir.
Test sonuçları Adli Tıp Kurumu veya yetkili laboratuvarlar tarafından incelenir.
Pozitif Çıkarsa Ne Olur?
Eğer test sonucu pozitif (yani uyuşturucu madde kullanımı tespit edilmiş) çıkarsa, kişi hakkında şu işlemler yapılabilir:
Uyarı verilir ve tedavi sürecine yönlendirilir (ilk ihlalde).
İhlalin tekrarı halinde, mahkeme denetimli serbestliği kaldırır ve kişi doğrudan ceza infaz kurumuna gönderilir.
Bu nedenle denetimli serbestlik süreci, yalnızca bir kontrol sistemi değil, aynı zamanda kişinin irade gücünü test eden bir rehabilitasyon aracıdır.
Raporlama Süreci
Kişi, denetimli serbestlik süresi boyunca:
Test tarihlerini kaçırmamalı,
Rehabilitasyon seanslarına düzenli katılmalı,
Gerekli raporları zamanında teslim etmelidir.
Her bir yükümlülük, elektronik denetim sistemi üzerinden takip edilir.
Süre sonunda hazırlanan rapor, kişinin denetimli serbestlikte başarılı olup olmadığını gösterir.
Rapor olumluysa mahkeme, dosyayı düşürme kararı verir ve kişi cezadan tamamen kurtulur.
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Avukat Tutmak Gerekli mi?
Uyuşturucu kullanma suçu, hem ceza hukuku hem de kişisel haklar bakımından hassas bir konudur.
Bu nedenle bir ceza avukatıyla çalışmak, sürecin doğru yönetilmesi açısından büyük önem taşır.
Profesyonel bir avukat:
- Denetimli serbestlik kararının verilmesini sağlar,
- HAGB veya erteleme talebinde bulunur,
- Sabıka kaydının silinmesi için başvuru sürecini yönetir.
Bu sayede kişi, hem cezadan kurtulabilir hem de gelecekte hukuki sicilini temiz tutabilir.
2025 Güncellemeleri ve Yargıtay Kararları
2025 yılı itibarıyla Yargıtay, uyuşturucu kullanma suçuna ilişkin bazı önemli kararlar yayımlamıştır.
Bu kararlar, mahkemelerin uygulama şeklini doğrudan etkilemektedir.
Örneğin:
- Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2024/3285 sayılı kararında, kişisel kullanım miktarının aşılması halinde uyuşturucu ticareti suçuna geçiş yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ilk kez yakalanan kişilerin denetimli serbestlikten yararlanması gerektiğini belirtmiştir.
Bu içtihatlar, 2025 yılı itibarıyla hâkimlerin kararlarını yönlendiren en güncel hukuki çerçevelerdir.
Uyuşturucu Kullanma Suçuna İlişkin Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Uyuşturucu kullandım, hemen hapse girer miyim?
Uyuşturucu kullanırken yakalanırsam sabıka kaydım olur mu?
Uyuşturucu testim pozitif çıktı, ne olur?
Uyuşturucu kullanma suçunda ceza paraya çevrilir mi?
Denetimli serbestlik süresince testten kalırsam ne olur?
Uyuşturucu suçunda avukat tutmak zorunlu mu?
Sonuç – Ceza Alır mıyım, Ne Yapmalıyım?
Eğer ilk defa uyuşturucu kullandıysanız, TCK 191 kapsamında doğrudan hapis cezası almazsınız.
Mahkeme sizi denetimli serbestlik veya tedaviye yönlendirir.
Ancak bu süreçte kurallara uymazsanız ya da suçu tekrar ederseniz, cezai yaptırım kaçınılmaz olur.
Bu nedenle en doğru adım, süreci hukuki destekle yürütmek ve verilen yükümlülüklere eksiksiz uymaktır.