Tutuklama kararı nasıl kaldırılır? Yakını tutuklanan kişilerin bilmesi gereken yasal haklar, CMK 100-108 kapsamında tutuklamaya itiraz, tahliye talepleri, adli kontrol tedbirleri ve haksız tutuklama tazminatı hakkında güncel bilgiler bu rehberde.
Yazı İçeriği
ToggleTutuklama Nedir? (CMK 100’e Göre Tanım ve Amacı)
Tutuklama, ceza muhakemesi hukukunda kişinin özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanmasıdır.
CMK madde 100’e göre, “Bir suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve kaçma veya delilleri karartma tehlikesi bulunması hâlinde tutuklama kararı verilebilir.”
Tutuklama, bir ceza değil, yargılama sürecinin sağlıklı yürütülmesi için alınan koruma tedbiridir.
Bu nedenle “yakalanmak” veya “suçlu bulunmak” anlamına gelmez.
Amaç, delillerin toplanmasını, sanığın kaçmasını veya tanıklara baskı yapmasını engellemektir.
Tutuklama ile Gözaltı Arasındaki Fark Nedir?
Birçok kişi, “yakalanmak” ile “tutuklanmak” kavramlarını karıştırır.
Oysa aralarında temel farklar vardır:
Kriter | Gözaltı | Tutuklama |
---|---|---|
Karar mercii | Savcı veya kolluk talimatıyla | Hakim veya mahkeme kararıyla |
Süre | En fazla 24-48 saat (istisnai hallerde 4 gün) | Belirsiz, düzenli inceleme şartıyla devam eder |
Amaç | Soruşturma için geçici gözaltı | Delilleri korumak, kaçmayı önlemek |
Hukuki dayanak | CMK 91 | CMK 100–108 |
Dolayısıyla gözaltı, soruşturmanın erken aşamasında alınan geçici bir önlemdir;
tutuklama ise hâkimin verdiği yargısal karardır ve özgürlük kısıtlaması anlamına gelir.
Tutuklama Kararı Hangi Durumlarda Verilir?
Tutuklama kararı verilebilmesi için iki temel şart bulunur:
Kuvvetli suç şüphesi olmalıdır.
Tutuklama nedenlerinden biri mevcut olmalıdır (kaçma veya delil karartma riski).
Kuvvetli Suç Şüphesi
Tutuklama için sadece “şüphe” yeterli değildir; somut delillere dayalı kuvvetli şüphe aranır.
Örneğin:
Tanık beyanları,
Kamera kayıtları,
Maddi deliller,
İtiraf veya teknik takip kayıtları.
Tutuklama Nedenleri
CMK 100/2’ye göre tutuklama nedenleri arasında şunlar yer alır:
Şüphelinin kaçma olasılığı,
Delilleri yok etme veya gizleme tehlikesi,
Tanıklara baskı yapma riski.
Ancak sadece bu gerekçelerin “genel” biçimde belirtilmesi yeterli değildir.
Yargıtay ve AİHM, her tutuklama kararında somut gerekçelerin açıkça yazılmasını zorunlu kılmıştır.
Tutuklama Kararı Nasıl Kaldırılır? (CMK 104 ve 108)
Tutuklama kararı, kesin bir karar değildir.
Her zaman itiraz edilebilir ve hâkim kararıyla kaldırılabilir.
1) Tutuklamaya İtiraz
CMK 104. maddeye göre tutuklu kişi veya avukatı, tutuklama kararına 7 gün içinde itiraz edebilir.
İtiraz, kararı veren mahkemeden bir üst mahkemeye yapılır.
2) Tutukluluk İncelemesi (CMK 108)
Hâkim veya mahkeme, tutukluluk halini otomatik olarak 30 günde bir incelemek zorundadır.
Bu incelemede, delillerin toplanmış olup olmadığı, tutukluluğun devamının gerekli olup olmadığı değerlendirilir.
Eğer artık tutuklama gerekçesi kalmamışsa, resen tahliye kararı verilir.
3) Tutuklamanın Kaldırılması
Tutuklama, üç şekilde kaldırılabilir:
Tutukluluk incelemesinde mahkemece resen kaldırılabilir.
Avukatın veya tutuklunun tahliye talebi kabul edilebilir.
Üst mahkeme itirazı sonucunda karar bozulabilir.
Hakimin İncelemesi ve Karar Süreci (CMK 108)
CMK 108’e göre, tutukluluk hali otomatik olarak 30 günde bir hâkim veya mahkeme tarafından incelenir.
Bu inceleme sırasında şu hususlar değerlendirilir:
Delillerin toplanma durumu,
Suçun vasfı,
Tutuklulukta geçen süre,
Orantılılık ilkesi (suçun cezası ile tutuklama süresi arasındaki denge).
Eğer hâkim, artık tutukluluk halinin devamına gerek olmadığını tespit ederse, re’sen tahliye kararı verir.
Bu durum, “tutuklamanın kaldırılması” olarak bilinir.
Yakını Tutuklanan Kişiler Ne Yapmalı?
Yakını tutuklanan bir kişinin yaşadığı endişe, belirsizlik ve çaresizlik son derece doğal bir tepkidir.
Ancak bu süreçte doğru adımlar atmak, hem tutuklunun haklarını korur hem de sürecin hızlı ilerlemesini sağlar.
1) Öncelikle Bir Ceza Avukatı ile İletişime Geçin
Tutuklama süreci, sadece hukuki değil, aynı zamanda stratejik bir süreçtir.
Deneyimli bir ceza avukatı, hem itiraz dilekçesini hazırlar hem de tutukluluğun kaldırılması için uygun argümanları sunar.
2) Cezaevi Ziyaret Hakkı
CMK 154. maddeye göre, tutuklu kişi:
Avukatıyla her zaman görüşebilir,
Birinci derece yakınları tarafından ziyaret edilebilir.
Ancak görüşler belirli kurallara tabidir.
Cezaevi yönetiminden randevu alınmalı ve ziyaret saati uyulmalıdır.
3) Savcılık Süreci Takibi
Tutuklama genellikle soruşturma aşamasında gerçekleştiği için, dosya savcılıktadır.
Aile veya avukat, savcılıktan dosya numarasını alarak süreci yakından takip etmelidir.
4) Moral ve İletişim Desteği
Tutuklu kişilerin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri psikolojik destektir.
Ziyaretlerde moral vermek, umut aşılamak ve hukuki sürecin takip edildiğini hissettirmek çok önemlidir.
Tutuklama Kararına İtiraz Dilekçesi Nasıl Yazılır?
Tutuklamaya itiraz dilekçesi, özgürlüğü kısıtlanan kişi için en önemli savunma aracıdır.
CMK 104 ve 105 hükümleri çerçevesinde hazırlanmalıdır.
İtiraz Dilekçesinde Bulunması Gereken Unsurlar:
Mahkemenin adı (kararı veren mahkeme ve itiraz merci).
Sanığın kimlik bilgileri.
Tutuklama kararının tarihi ve numarası.
Somut itiraz gerekçeleri:
Kuvvetli suç şüphesi yoktur.
Kaçma riski bulunmamaktadır.
Deliller toplanmıştır.
Tutuklama, ölçülülük ilkesine aykırıdır.
Tahliye talebi.
Örnek Dilekçe Bölümü:
“Sayın Mahkeme, müvekkil hakkında verilen tutuklama kararı, kuvvetli suç şüphesi şartlarını taşımamaktadır. Müvekkil sabit ikametgâhlı olup kaçma ihtimali bulunmamaktadır. Bu nedenle CMK 104 uyarınca tutukluluğun kaldırılmasına ve adli kontrol uygulanmasına karar verilmesini talep ederiz.”
Tutuklama Yerine Uygulanabilecek Alternatif Tedbirler
Ceza Muhakemesi Kanunu, tutuklamayı son çare olarak görür.
Bu nedenle hâkim, tutuklama yerine adli kontrol gibi alternatif tedbirler uygulayabilir.
Adli Kontrol Nedir? (CMK 109)
Adli kontrol, kişinin tutuklanmadan bazı yükümlülüklere tabi tutulmasıdır.
Örneğin:
Belirli günlerde karakola imza atma,
Yurtdışına çıkış yasağı,
Ev hapsi,
Rehabilitasyon programına katılma,
Elektronik kelepçe uygulaması.
Adli kontrol, özgürlük kısıtlamasını en aza indirerek hem toplum güvenliğini hem de kişinin haklarını korur.
Haksız Tutuklama Durumunda Tazminat Hakkı (CMK 141)
Tutuklama bir “tedbirdir”, ancak bazen haksız veya orantısız şekilde uygulanabilir.
Bu durumda kişi, devletten tazminat talep etme hakkına sahiptir.
CMK 141. maddeye göre:
“Kanuna aykırı olarak tutuklanan veya tutukluluğu makul süreyi aşan kişiler, uğradıkları maddi ve manevi zararlar için devletten tazminat isteyebilirler.”
Tazminat Talebi Şartları:
Tutukluluk sonrasında beraat veya takipsizlik kararı verilmiş olmalı,
Tutuklama hukuka aykırı veya orantısız olmalı,
Talep, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde yapılmalıdır.
Tazminat başvurusu, Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılır.
Bu tazminat hem maddi zararları (örneğin iş kaybı) hem de manevi zararları kapsar.
Tutuklama Süresinin Azami Sınırları (CMK 102)
Tutukluluk süresi sınırsız değildir.
CMK 102’ye göre:
Mahkeme Türü | Azami Tutukluluk Süresi |
---|---|
Asliye Ceza Mahkemesi | 1 yıl (6 ay uzatılabilir) |
Ağır Ceza Mahkemesi | 2 yıl (3 yıla kadar uzatılabilir) |
Terör veya örgütlü suçlar | En fazla 5 yıl |
Bu süreler aşıldığında, resen tahliye kararı verilmesi gerekir.
Aksi halde, tutuklama hak ihlali oluşturur.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM Başvuru Yolları
Eğer tutuklama keyfi veya makul süreden uzun sürüyorsa, kişi hak ihlali başvurusu yapabilir.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başvurusu
AYM, bireysel başvuru hakkını Anayasa’nın 148. maddesine dayanarak kabul eder.
Başvuru, “özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali” gerekçesiyle yapılır.
Başvurunun reddedilmesi hâlinde AİHM yolu açıktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesi gereğince,
“Tutukluluk makul süreyi aşmamalıdır” ilkesine dayanarak tazminat kararı verebilir.
Türkiye, bu konuda birçok AİHM davasında mahkûm edilmiştir.
Bu nedenle tutukluluk sürelerinin dikkatle takip edilmesi gerekir.
Tutuklama Kararının Kaldırılmasında Yargıtay ve İstinaf Uygulamaları
Yargıtay Kararı Örneği (YCGK 2024/56 K.)
“Tutuklama kararı verilmeden önce, adli kontrol gibi daha hafif tedbirlerin neden yetersiz kalacağı açıklanmalıdır. Bu yapılmadan verilen tutuklama kararları hukuka aykırıdır.”
Yani hâkim, tutuklama öncesinde adli kontrolü neden reddettiğini gerekçelendirmelidir.
İstinaf Uygulaması
İstinaf mahkemeleri (Bölge Adliye Mahkemeleri), tutuklama itirazlarını genellikle somut gerekçesizlik nedeniyle kaldırmaktadır.
Örneğin:
“Kaçma riski vardır” ifadesi tek başına gerekçe değildir.
“Deliller toplanmamıştır” gibi soyut gerekçeler yeterli değildir.
Bu tür kararlarda tutukluluk kaldırılarak adli kontrol tedbiri uygulanır.
Tutuklama Kararına İlişkin Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Tutuklama kararı ne kadar sürede kaldırılır?
Tutuklama kararı kaldırıldığında kişi hemen serbest kalır mı?
Tutuklamaya kim itiraz edebilir?
Tutuklu kişiyle nasıl görüşebilirim?
Adli kontrol kararı bozulabilir mi?
Haksız tutuklama için devletten ne kadar tazminat alınır?
Sonuç – Tutuklama Kararı Ne Zaman Kaldırılır, Ne Yapılmalı?
Tutuklama kararı, kesin hüküm değildir ve her zaman itiraz edilebilir.
Eğer suç şüphesi somut delillere dayanmıyorsa, kaçma riski yoksa veya makul süre aşılmışsa, tutukluluk kaldırılmalıdır.
Yakını tutuklanan kişilerin en doğru adımı:
- Profesyonel bir ceza avukatıyla iletişime geçmek,
- İtiraz ve tahliye sürecini düzenli takip etmek,
- Yasal süreleri kaçırmamaktır.
Unutmayın: Tutuklama, ceza değil; geçici bir tedbirdir.
Her bireyin özgürlük hakkı Anayasa ve AİHS tarafından korunmaktadır.